Bazı durumlarda kendimize hiç farkında olmadan eleştirel ve
katı davranma eğilimi sergileyebiliriz. İçimizden kendimize yönelttiğimiz
olumsuz cümleler, suçlamalar ve yargılamalar yükselebilir. Bu gibi durumlarda
farkında olmasak da stres ve gerginlik seviyemiz artabilir. Bu nedenle
psikolojik olarak kendimizi iyi hissetmediğimiz durumlarla karşı karşıya
kalabiliriz. Bu durumun önüne geçmek için öz
şefkat kavramı ile tanışmamız gerekir.
Öz Şefkat Nedir?
Öz şefkat, başkalarına olduğu gibi kendine de merhametli,
nazik ve anlayışlı davranma ve kendine şefkat gösterme olarak tanımlanabilir.
Özellikle günümüz dünyasında insanların sürekli olarak kendilerini birileriyle
kıyasladığını ve kendine karşı acımasız olduğunu düşünürsek öz şefkat kavramı
üzerinde durmamız gereken kavramlar arasında yer alır.
Hepimizin öz şefkate ihtiyacı vardır. Kimimizde bu katı
tavır daha yoğun, kimimizde ise daha seyrek ancak hemen hemen her insan bu
durumu günlük hayatında deneyimlemektedir. Öz şefkat pratikleri ile kendimize
yönelttiğimiz bu nahoş tavrı yumuşatmak mümkün hale gelmektedir ve böylelikle
farkındalığımız da artmaktadır.
Öz Şefkatin Farkındalık Pratikleriyle İlişkisi
Bazı insanlarda kendine acımasızca davranma eğilimi çok yüksektir.
Bunun pek çok sebebi olabilir. Ancak genellikle de toplumsal kurallar, temel
inançlar ve kafamızdaki ideal insan imajı bu davranışları tetikler. Doğru olduğuna
inandığımız veya öyle öğrendiğimiz için kendimizi bazı kalıplara sokmaya eğilimi
gösteririz. Bu durum gerçekleşmediğinde ise tepkimiz sert ve olumsuz olabilmektedir.
Benzer şekilde sağlıklı sınırlar çizememek de günün sonunda
kendimizle şiddetli bir ilişki kurmamıza sebep olabilecek bir etkendir.
Sağlıklı kişisel sınırlar koyulmadığında kendi ihtiyaçlarını gözetmeksizin
diğerlerine vermek, başkalarının beklentilerini öncelemek, zihnin inançları
uğruna bedeninin sesini dinlememek gibi durumlar kendini gösterebilmektedir.
Bu sağlıklı sınırlar ihlal edildiğinde bedenimiz de alarm
vermeye başlar. Kendimize yönelttiğimiz bu tavrın etkilerini birtakım araçlarla
fark edebilmek mümkün olmaktadır. Bu araçlar herhangi bir ilişki içinde
davranışlarımızı fark etmek, psikoterapi almak veya grup terapisi çalışmaları
yapmak şeklinde olabilmektedir.
Neden Kendine Şefkat Göstermelisin?
Meditasyon pratiğini daha iyi anlayabilmek için zihnin
doğasına yakından bakmak gereklidir. Kendimizi düşünceler üretmekle görevli bir
fabrika olarak düşünmek ve onun düşünme ve düşünce üretme sınırının olmadığının
farkındalığına erişmek gerekir.
Dolayısıyla zihin, biz o akışı takip edip bilinçli seçimler
yapmadığımız müddetçe her türden düşünceyi ve yargıyı gündeme getirir. Bir
düşün önünde geleceğe dair bir durum bulunmaktadır. Bu durum hakkında zihnin
düşünceler ve ihtimaller üretmeye başlar.
Elbette ki, çok geniş bir yelpazede olasılık, duygu, kişiler
ve konuşmalar kafanızda dönüp durabilir. Bu düşünceler, yargılar ve ihtimallerden
çok büyük çoğunluğu hatalıdır; yani gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca bu
fabrikanın bir diğer görevi de olası tehlikelere karşı bizleri hep tetikte ve
hazırlıklı tutmaktır. Bu görevi yapmak için zihin karşımıza pek çok olumsuz ve
gerçekleşme ihtimali oldukça düşük senaryolar sunar.
Bu sebeple ya geçmişe dair bazı durumları zihnimizde tekrar
tekrar baştan yazarız ya da ilerde neyi farklı yapacağımıza dair senaryolar
kurarız ya da karakterlere roller yükler ve onların neyi neden yaptığına ya da
yapacağına dair varsayımlarda bulunuruz. Çünkü zihnin işi temelde bu olmaktadır.
Bu gibi durumlarda zihnimizin yaptığı müdahaleleri fark edip ortaya koyduğu
ürünlerle mesafemizi korumaya başladığımız zaman o akıştan çıkabilmek mümkün
olacaktır.